Ferdinand Vandame – Vampir Virtüöz
Çocukken Evance, ailesiyle yaptığı haftalık gezilerde opera salonunda dinlediği ustaca bestelerden büyülenirdi. İnsan babası ve elf annesi, sanatın iki usta ismi, özellikle orkestral gecelere tutkundu; bu tutku çocuklarına da geçti. Anne ve babası, çocuklarının şair veya ressam olarak kendi yollarını takip etmesini umut etse de, Evance ruhunu ve kalbini müziğin getirdiği neşe ve teselliye adadı. Bir şarkının içinde kaybolduğunda açığa çıkan sınırsız duygular, insanların kalplerine taşıdığı sevinç, keder ve ferahlık… Bunların, ailesinin boya ve dizelerle yarattığı her şeyden daha güçlü olduğuna inanıyordu. Ailesi seçtiği yoldan dolayı hayal kırıklığına uğrasa da, onu bundan alıkoymaya cesaret edemediler. Böylece gençliği, Greypeak’in en saygın müzisyenlerinden aldığı disiplinli derslerle geçti.
Ancak Fontaine ailesinin görkemli hayatı, Greypeak’in vahşi topraklarında kol gezen gece yaratıkları için fazla uzun sürmedi. Bal ve şarapla tatlanmış aristokrat kanı, onlar için cazip bir ziyafetti. Bir gece, büyülenmiş bir hizmetkârın davetiyle eve girdiler ve ardından onu da öldürdüler. O sırada besteleri üzerinde çalışan Evance, kız kardeşlerinin çığlıklarını duydu. Gece yemeğinden kalma gümüş bir biftek bıçağını kaptı ve karanlığa gömülmüş koridorlardan koşarak kardeşlerinin odasına girdi. Aç vampirlerin kız kardeşini parçaladığını gören Evance, dizlerinin üstüne yığılacaktı ki bir an sonra yaratıklar onun üzerine atıldı. Pençeleriyle bedenini parçalayarak, biri boynuna dişlerini geçirdi. Yine de Evance kolayca ölmeyecekti; kardeşlerinin ve belki de aynı kaderi paylaşan anne babasının intikamını almaya çalıştı. Bıçağı saldırganlarından birinin boynuna sapladı, onu sersemletirken diğerleri korkuyla geri çekildi. Ama kız kardeşinin yanına koşarken, akan kanın gücünü tüketmesiyle dizlerinin bağı çözüldü ve zihni karanlığa gömüldü.
Uyandığında kendini nemli bir taş zeminde, karanlıkla örtülü bir mağarada buldu. Tek ışık, yanındaki elf bir adamın kızıl gözleriydi. Adam kendini kurtarıcısı olarak tanıttı; kardeşlerinin ve ebeveynlerinin öldüğünü, yalnızca Evance’i kurtarabildiğini söyledi. Kendisinin de aynı türden olduğunu açıkladı, fakat masumların kanını değil, yalnızca Tharador’un canavarlarını ve kötülerini avlayan bir yasa ile bağlı olduğunu anlattı. Evance’in ailesini katledenler bu yasaya bağlı değildi, bu yüzden onları yok etmişti. Genç yarı-elfe bir seçim sundu: aynı yasayla yaşamak ya da anne babasıyla aynı sona kavuşmak. Evance uzun uzun düşündü ve ailesinin mirasını sürdürmeye karar verdi, onların unutulmasına izin vermeyecekti.
Sonraki yıllarda Evance ruhunu, trajedisini ve yasını müziğine döktü. Halk, inzivaya çekilmesini yasına bağladı. O dönemde yarattığı eserler Fontaine ismini sonsuza dek ölümsüzleştirdi; Tharador’un kuzeyinde hanedanların, kraliyet ailelerinin ve soyluların rağbet ettiği bir isim oldu. Senfonilerine yüzlerce kişi akın etti. Evance, ailesinin ölümünden otuz yıl sonra, kalp krizi süsü verilmiş bir ölümle sahneden çekildi. Ama müziği yaşadı ve üç yüzyıl boyunca adı unutulmadı.
Onun ölümünden kırk yıl sonra Vanlund’da yeni bir dâhi sahneye çıktı: her performansında maske takan gizemli besteci Elian de la Clair. Halk, onu Evance Fontaine ile kıyasladı ve on yıl boyunca aynı büyüklükte kalabalıkları topladı, ta ki kendi erken ölümüne dek. Yüzyıllar boyunca Vanlund tekrar tekrar aynı sahneye tanıklık etti: parlayan yıldızlar, şöhretlerinin zirvesindeyken ani ölümlerle kayboldu. Bu, Evance’in en büyük hilesiydi: her seferinde öldüğüne dünyayı inandırmak, ardından kimliğini ve müziğini yeniden icat etmek, Tharador’un çağlarını ve müziğini yeniden tanımlamak. Her defasında sahte ölümlerini en parlak döneminde sahneleyerek, yarattığı kişiliklerin ölümsüzleşmesini sağladı.
Şimdi ise, en son kimliği Ferdinand Vandame ile artık vampirliğini tamamen gizlemiyor. Zira Castle Beaufax’a dönüşünden sonra düzenlenen ilk maskeli baloya davet edildiğinde, Barones Noctra de Blanc onun karanlık sırrını ortaya çıkardı. Beaufax’ta varlığının karşılığında ve konuklarını eğlendirmesi koşuluyla, Noctra ona kendi katı yasasına uygun düzenli bir besin kaynağı sağlıyor. Yine de Ferdinand sık sık ikilemde kalıyor: Müziğinin cazibesiyle insanların, ailesinin yüzyıllar önce maruz kaldığı aynı sona sürüklendiğini biliyor. Ama kendini eğlenceye adanmış bir sanatçı olduğuna ikna ederek, gerçeği zihninden uzaklaştırmaya çalışıyor; onların ölümlerinin kendi vicdanına yüklenemeyeceğine, çünkü kendisinin yalnızca bir sanatçı olduğuna kendini inandırıyor.
Değerlendirmeler
There are no reviews yet