Karakgöz Skraa – Kara Ejdersoy Barbar
Adanın bataklıklarında ve eteklerinde tek başına dolaşan bir yabani olan Skraa, adadaki her iki klan arasında da bir efsaneye dönüşmüştür. Karanlıkpullular onu yüceltirken, Gümüşpullular ondan korkar; ama her iki taraf da onun akıl almaz öfkesine, zihni paramparça olduğunda tanıklık etmiştir. Onun trajik geçmişini pek az kişi bilir, fakat devasa bedenini süsleyen yara izleri, yas tutulmadan yaşanmış bir kaybın hikâyesini anlatır: katledilmiş bir aile, ruhu dayanamayacak hâle gelene kadar işkenceye uğramış sevdikler. Tüm bunları sırtında ve kalbinde taşır ve sessizlik anlarında bu anılar onu parçalar.
Ancak bu anlar aynı zamanda ona güç veren anlardır. Savaşın hararetinde ortaya çıkan duygular, onu çılgınlığa sürükler. Düşmanlarına bir kılıç fırtınası savurur; dev gibi bir güçle, çita gibi bir hızla hareket eder, gözleri zifiri siyah kürelere dönüşürken bedeni kontrolü ele alır, önünde duran herkesi biçer. Sıklıkla, aklı yerine geldiğinde paramparça düşman cesetleriyle karşılaşır; fakat nadiren de olsa, kan gölü içindeki kargaşada yanlışlıkla isabet alan bir dostunun cesediyle de karşılaşabilir. Bu yüzden Skraa nadiren dost edinir ya da müttefik kabul eder; yalnız takılır, bataklık arazilerinde dolaşır, topraklarına ayak basmaya cüret eden Gümüşpulluları arar.
Yaklaşan savaşla birlikte, Sovram’a hizmetlerini gönüllü olarak sunmuştur; cepheye gönderilme umuduyla. Belki orada aradığı ölümü bulamayacaktır—şansı yaver gitmezse—ama en azından Gümüşpullular için bolca ölüm yaratacaktır; cesetlerini Dragonmaw zirvesinden daha yüksek bir yığına dönüştürene kadar. Kan dökerek onları geri getiremeyeceğini bilse de, en azından sıcak bir şekilde ölümü kucaklamadan önce içinde bir huzur kırıntısı bulabileceğini umar.
Değerlendirmeler
There are no reviews yet