Theldranax the Ancient – Elder Vampire

Kadim Theldranax – Yaşlı Vampir

Theldranax, soyunu Birinci Çağ’a kadar götüren kadim bir vampirdir; yarı-elf olduğu dönemlerde melez çocuklar nadir görülür ve bugünden bile daha fazla dışlanırdı. Onun doğumuyla birlikte annesi hor görülüp utandırılmış, yarı-elf çocuğuyla beraber yurdundan sürülmüş, elf sığınaklarının ötesinde ölüme terk edilmişti. Babası Kolosal Savaş’ta ölmüştü ve birçok insan, bir elf büyücüsüne ve piç çocuğuna güvenmiyordu. Ancak ikisi, Kuzey Tharador’da, insanların Kolosallardan yeni almış olduğu bir nehir diyarında nihayet kabul gördü.

Orada annesi şifacı olarak topluluğa hizmet etti, Theldranax ise savaştan yetim kalmış çocuklarla birlikte aidiyet buldu. Beaufax adı verilen bu küçük toplulukta, Greypeak’in en eski soylu hanelerinden birini kurdu; hatta krallık birleşmeden önce. Fakat yarı-elf kanı, zamanla bir lanete dönüştü. Uzun ömrü, çocuklarının ve torunlarının kıskançlığını ve öfkesini doğurdu; çünkü onların damarındaki elf kanı her nesilde azalırken Theldranax, torunlarının torunlarını görecek kadar uzun yaşamaya yazgılıydı.

Böylece torunlarından biri, elli yıl boyunca büyükbabasının unvanını bekledikten sonra, başka yollar aramaya başladı. Gizli sanatların yardımıyla bir vampir buldu ve küçük bir karşılık karşılığında dönüştürüldü. Fakat Theldranax bu planı öğrendi ve torununun iğrenç suçlarını açığa çıkardı. Bunun üzerine torunu, yeni elde ettiği güçle dedesini öldürmeye çalıştı. Çetin bir çarpışmada Theldranax ağır yaralansa da, torununu kudurmuş bir hayvan gibi yere serdi. Yine de kirlenmiş kanı onun yaralarına karışmış, böylece vampirlik laneti Theldranax’a da bulaşmıştı. Bu yeni hâlinden utanç duyan Theldranax, inzivaya çekildi; ailesinin konağının altındaki toprağa gömülerek kendini sürgün etti. Soyu ise onun pek çok evladıyla devam etti; nihayetinde bu soy, de Blanc hanesi oldu. Onun varlığı ise hanenin sıkı sıkıya saklanan sırrına dönüştü. Castle Beaufax yeniden inşa edildiğinde, onun yuvasının üzerine kuruldu—hem atalarını yakın tutmak hem de istenmeyen misafirlerden kurtulmanın ince bir yolu olarak.

Theldranax bin yıldan fazla bir süre kalenin altında yaşasa da zihni hâlâ keskin kaldı. Noctra de Blanc, ailesinin yarı-elf piç çocuğu, zindana atıldığında, Theldranax kendi binlerce yıllık geçmişine acı bir benzerlik gördü. Kızın ölüme gönderildiğini, aç gözlü ataları tarafından ona yem edilmek istendiğini biliyordu. Fakat Theldranax, kendi torununu yemeyi aşağılayıcı buldu ve bunun yerine onu dönüştürdü. Noctra, yukarı çıkıp ailesini katletti ve utanç içinde kaleyi terk etti. Yüzyıllar sonra, harap hâle gelmiş Beaufax’a geri döndüğünde, iradesini Theldranax’a teslim etti.

Şimdi Theldranax gölgelerden fısıldıyor; onun komutlarıyla hane yeniden şekilleniyor. De Blanc hanesini karanlık, buyurgan bir güce dönüştürüyor; krallıkların ve imparatorlukların bile ötesinde varlığını sürdürecek bir miras inşa ediyor.