Ervin “Wave Dancer” Barton – Water Elemi Scoundrel

Ervin “Wave Dancer” Barton – Su Elemi Düzenbazı

Elf bir baba ile Su Elemi bir annenin oğlu olan Ervin, bir Elemi Dölleme Sözleşmesi aracılığıyla dünyaya geldi. Babası, görevini yerine getirip Abunor nüfusunu artırmak karşılığında ödeme aldıktan sonra yoluna devam etmişti, bu yüzden Ervin onu hiç tanımadı. Devlet tarafından satın alınmış olan Ervin, tıpkı sözleşmeyle doğan diğerleri gibi, katı bir askerî eğitimle yetiştirildi. Tribunal Yuvası’nda büyüdü, ardından şehirdeki askerî akademide eğitildi. Kendisine hiçbir zaman bir seçim hakkı tanınmadı: görevini başaramayanlar, Konsey’in “yatırıma karşılık ceza” olarak gördüğü aşağılayıcı işlere mahkûm edilirdi.

Ervin hiçbir alanda sivrilmedi; fark edilmeden geçip giden bir öğrenciydi. Belki de tek dikkat çekici özelliği, bu kadar silik olmasıydı: Akademide dört yıl boyunca ders verdiği hâlde hâlâ adını hatırlamayan subaylar vardı. Ancak kaderi onların kararına bağlıydı ve gençliği boyunca kulaktan kulağa yayılan o savaş söylentisi sonunda gerçeğe dönüştü: Elemi Geri Alma Savaşı başlamıştı. Ervin birkaç yıldır donanmada dümencilik yapıyordu ve kısa sürede kendisini takviye birlikleriyle birlikte okyanusu geçmeye hazırlanırken buldu. Cepheden dönenlerin anlattığı dehşet öyküleri, en deneyimli askerlerin bile kanını donduracak cinstendi. Sevkiyat sabahında, gün doğarken gemiden atladı; arkasından mürettebatı ve muhafızlar suya atıldı ama Ervin, dalgaların içinde kayboldu.

Otuz dakika sonra, limandaki en döküntü ve çürük teknenin yanında suyun yüzüne çıktı — denize çıkacak hâli bile olmayan bu gemi, ona sığınacak bir liman olmuştu. Bu gemide Baradin Blackbeard ile tanıştı. Cılız teknesini denize açmaya hazırlanan Cüce kaptan, Ervin’in dümencilik teklifini kabul etti ve böylece Ervin, şehirden iz bırakmadan ayrılmış oldu. Yol boyunca hayat hikâyelerini paylaştılar, aralarında kısa sürede bir bağ kuruldu. Ervin, sonunda bir yere ait olduğunu hissetti; Baradin ise ilk gerçek mürettebat üyelerinden birini kazanmış oldu.

Bugün, Gilded Seahorse’un parlayan güvertesinde birlikte maceralara yelken açsalar da, hâlâ o eski günleri anmadan edemiyorlar. Son olarak Ervin, Ukrondia ormanlarından çaldığı zeki bir maymunu da yol arkadaşı edindi. “Spud” adını verdiği bu yaramaza kılıç kullanmayı ve hırsızlık yapmayı öğretti — böylece Gilded Seahorse’un tayfasına bir üyeyi daha, üstelik fazlasıyla renkli birini katmış oldu.