Barones Noctra de Blanc – Vampir Soylusu
Yüzyıllar önce Noctra de Blanc, Castle Beaufax’ın yeraltı mezarlarında atası tarafından dönüştürülmüştü. Noctra, ailesinde bir anomaliydi: Baron’un Nan Thalianlı bir saraylıdan olan gayrimeşru yarı-elf çocuğu. Sarayda büyütülmesi, Barones’in büyük öfkesini çekmişti. Noctra ergenliğe ulaştığında, üvey annesi ondan kurtulmanın bir yolunu buldu. Çünkü kısa süre önce meşrulaştırılması, kendi çocuklarının ve de Blanc ailesinin statüsünü tehdit ediyor, soylarını elf kanıyla lekeliyordu.
Noctra, ata ruhlarını onurlandırma bahanesiyle kalenin altındaki mezar odalarına indirildi. Oysa üvey annesi, yerin derinliklerinde saklanan de Blanc hanesinin kadim utancını biliyordu; bu utanç, onları yarı-elf bir piçten kurtaracaktı. Zincirler ve kilitlerle mühürlenmiş odalarda ailenin atası ve kurucusu, kadim vampir Theldranax yaşıyordu. Noctra odaya itildi, kapı kilitlendi, bir daha görülmemek üzere bırakıldı. Fakat Theldranax, kendi kanı gibi yarı-elf torununa acıdı. Onun zihnine girerek kendi geçmişinin vizyonlarını gösterdi. Noctra, isteyerek kanını ona sundu ve onun soyundan bir yaratığa dönüştü. Mezarların derinliklerinden intikamını aldı: üvey annesi, babası, üvey kardeşleri, hizmetkârları… Hepsi kan gölüne döndü. Ayıldığında pişmanlıkla yıkıldı, Theldranax’ı yeniden mühürledi ve kaleyi terk ederek yıllarca Greypeak ovalarında dolaştı. En sonunda Duskweave Adası’ndaki Arthur Belfrie ve klanına sığındı.
Orada Thrasliche Yasası’nı öğrendi. Bu yasa, karanlık tanrı Myrothlir’in zincirlerinden azade, iradeleri kendilerine ait Thrasliche vampirlerine aitti. Arthur’un öğretileri, kan susuzluğuna köle olmamaları gerektiğini; bunun yerine vicdansızlıktan arınmış, sürdürülebilir bir besin kaynağı yaratmalarını emrediyordu: bir kurtadam kolonisi. Önce onları avladılar, sonra ise hayvan gibi yetiştirip kesmeye başladılar. Fakat on yıl önce Duskweave Adası yaşayanlarla ölülerin savaş alanına dönüştüğünde, Arthur’un kolonisi ihanet edip ölülerle değil ölümlülerle ittifak kurdu, karşılığında af aldı. Bu karar, Noctra’nın da aralarında olduğu birçok takipçiyi öfkelendirdi. Noctra, onu terk edip kendi grubuna liderlik ederek, yüzyıllar önce kana buladığı aile yurduna geri döndü.
Zaman kaleyi harap etmişti. Ama takipçilerinin yardımı ve civar köylerden sağlanan işçilerle son on yılda büyük ölçüde onarıldı. Noctra, de Blanc ailesinin adını yeniden sahiplenerek kendini Baroness ilan etti; gelişinden kısa bir süre önce gizemli şekilde ortadan kaybolan Baronu’nun ardından toprakların hâkimi oldu. Takipçileri, Arthur Belfrie’nin öğrettiği Thraslichian ilkelerini terk etti. Castle Beaufax ise bugün Tharador’un kuzeyinde vampirler için gözde bir mekân hâline geldi; Barones Noctra’nın düzenlediği ihtişamlı şölenler ve kanlı balolar sayesinde.
Değerlendirmeler
There are no reviews yet