Brox – Ork Canavar Efendisi
Mastania’nın çam kokulu ormanlarında Brox, küçük bir ork kabilesinin içinde büyüdü. Ebeveynleri, Baldur’un köle ticaretinden kaçan orklardı ve Brox, yeni yurtlarına yerleşmelerinden bir yıl sonra doğan ilk çocuklarıydı. Babası, özgürlüğün tadını yeni almış olanlara ağır işler verilmediği için kabilede bir avcı olarak görevlendirilmişti. Brox da bu yoldan yetişti; henüz beş yaşındayken ilk avını, bir dişi geyiği öldürerek gerçekleştirdi. Bu anın getirdiği adrenalin ve heyecan, onun kaderini belirledi — o günden itibaren babasının her avına katıldı, derileri yüzmeyi ve avını kasaplara ve aşçılara hazırlamayı öğrendi. Hayat bu huzurlu şekilde devam etti, ta ki Brox yetişkinliğe erişene kadar. O zaman kabileye bir çağrı geldi: her ailenin en büyük oğlu, adanın tek yerleşim yeri olan ve Belfrie Egemenliği’nin yönettiği Bohart kasabasına gönderilecekti.
Orada onlara Kral Trendium’un çağrısıyla savaşa gidecekleri söylendi. Brox, böyle bir kralın adını bile duymamıştı; kiminle, neden savaşacaklarını da bilmiyordu. Tanımadığı bir kral için, adını dahi bilmediği bir halkla neden savaşmalıydı? Bu sorgulaması cezalandırıldı. Kısa sürede, Belfrie’nin halkına sağladığı koruma ve barınağın önemini “öğrendi”; çevresindekiler, bunun karşılığında ölmeyi en azından bir borç olarak görüyordu. Haftalar sonra Brox, neredeyse tamamen şok piyadelerinden oluşan ork birlikleriyle cepheye gönderildi. Fakat o, kılıçla değil, okla ustaydı. Bu iddiasını test eden komutanı, genç orkun üç yüz yardalık mesafeden bir tavşanın boynuna ok sapladığını görünce şaşkına döndü. Kartal gözleri ve kusursuz nişancılığı, onu sıradan bir okçu birliğine değil, özel harekât birimine taşıdı.
Bu birimde, topçu bombardımanları ve büyü ateşleriyle biçilen piyadelerden daha güvende olsa da, gördüğü vahşet az değildi: sabotajlar, pusu saldırıları, yüksek rütbeli hedeflerin suikastları… Ölüm, üç yıl süren savaş boyunca tanıdık bir yüze dönüştü — asla dost değildi, ama her an bir adım ötede olduğunu hatırlatıyordu. Ve o an geldi. Savaşın sonuna yaklaşırken, bir saat boyunca izini sürdüğü yaralı bir düşman tarafından ormanda pusuya düşürüldü. Bir mızrak boğazına dayanmışken ölümüne razı olmuştu ki, ormanın içinden şimşek gibi atılan bir yaban domuzu, Leacianus askerini devirdi. Brox bu fırsatı kullanıp saldırganını öldürdü. Domuz, o günden sonra Brox’un yanından ayrılmadı. Ona Vasgarth adını verdi. Vasgarth, savaşın son günlerine dek Brox’un yoldaşı olarak kaldı.
Liturium Savaşı artık geçmişte kalmıştı. Brox, becerilerine ve vicdanına daha uygun bir hayat arayışında Dünya Kaşifleri ve Avcılar Birliği’ne (WEHL) katıldı. Vasgarth ile birlikte burada hizmet etmeye başladı. Kazandığı her kazancı Mastania’ya, ailesine ve kabilesine gönderdi; onların yaşamını kolaylaştırmak için. Artık görevinin bir ulusa değil, ailesine bağlı olduğunu biliyor ve bundan gurur duyuyordu. Çünkü şimdi yaptığı işlerin Tharador’u daha iyi bir yer haline getirdiğini, savaş yıllarında bir kralın buyruğuyla işlediği kötülüklerin yerini gerçek iyiliğe bıraktığını biliyordu.









Değerlendirmeler
There are no reviews yet